Yazar

Ustol Avan

Reklam

Cihazları Kullanmak İçin Saat Detayı

Artan enerji maliyetleri, vatandaşları tasarruf yapmaya yöneltti. Yüksek gelen elektrik faturasını düşürmek için birçok yöntem deneniyor. Elektrikli ev aletlerini doğru kullanarak ve bazı detaylara dikkat ederek faturayı yarı yarıya azaltmak mümkün. İşte elektrik faturasını düşürmenin yolları:

Elektrik Tasarruflu Cihazlar Kullanın

Eski ve yüksek enerji tüketen cihazlar yerine A++ veya A+++ sınıfı ürünler tercih ederek elektrik tüketimi önemli ölçüde azaltılabilir. Yeni bir beyaz eşya almadan önce enerji sınıfına dikkat etmek uzun vadede önemli tasarruflar sağlayacak önemli faktörlerdendir.

Gereksiz Tüketimi Önleyin:

Kullanılmayan elektronik eşyaları fişte bırakmak, fark edilmese de enerji tüketmeye devam ediyor. Bu konu hakkında uzmanlar, cihazları tamamen kapatmanın faturaya olumlu yansıdığını belirtiyor. Bu nedenden dolayı da kullanmadığınız cihazların fişini çekmeyi alışkanlık haline getirmek fatura tutarlarını engelleyebilir.

Doğal Işıktan Yararlanın:

Gün ışığını maksimum seviyede kullanmak, aydınlatma masraflarını düşürüyor. Perdeleri açık tutmak ve açık renk duvar boyaları tercih etmek, gün boyunca ışık ihtiyacını azaltıyor. Bu sayede daha az elektrik harcayarak aydınlatma sağlayabilirsiniz.

LED Ampullere Geçiş Yapın:

Geleneksel ampuller yerine LED aydınlatma kullanmak, elektrik tüketimini yüzde 80’e kadar azaltabiliyor. LED ampuller daha az enerji tüketerek aynı miktarda ışık sağlarlar. Bu nedenle, evinizdeki tüm ampulleri LED ampullerle değiştirmek önemli bir tasarruf adımı olacaktır.

Beyaz Eşyaları Doğru Saatte Kullanın:

Elektrik dağıtım şirketleri, belirli saatlerde daha düşük tarifeler sunuyor. Çamaşır ve bulaşık makinelerini gece saatlerinde çalıştırmak, fatura üzerinde önemli tasarruflar sağladığı söyleniyor. Özellikle gece tarifesinin uygulandığı saatlerde bu cihazları çalıştırmaya özen göstermek tasarruf konusunda en önemli adım olacaktır.

Yukarıda yöntemler dışında bu detaylara dikkat:

Buzdolabının yerini doğru seçin

(Buzdolabını fırın, ocak gibi ısı kaynaklarının yanına koymayın)

Kettle’ı gerektiği kadar suyla doldurun

(Kettle’ı her seferinde tam doldurmak enerji israfına neden olur)

Fırını önceden ısıtmayın

(Fırını kullanmadan önce önceden ısıtmak enerji tüketimini artırır)

Çamaşır makinesini doldurun

(Çamaşır makinesini tam doldurmadan çalıştırmak enerji ve su israfına neden olur)

Ütüyü biriktirerek ütüleyin (

Ütüyü sık sık açıp kapatmak yerine biriktirerek ütülemek daha az enerji harcamanızı sağlar)

Küçük değişikliklerin büyük fark yaratacağını unutmayalım! Enerji tasarrufu sağlamak hem çevreye hem de bütçeye katkı sunuyor.

Zayıflamanın sırrı aktarlarda… Sandaloz sakızı iştahı kapatmaya birebir. Fındık büyüklüğünde bir parçayı ağızda çiğneyebilirsiniz. Günde iki kez çiğnemek tokluk hissinizi pekiştirir. İşte detaylar…

Sakızla zayıflamak isteyenlere müjde… Aktarlarda yok satan sandaloz sakızı iştahı bıçak gibi kesiyor. İşte sandaloz sakızı detayları…

Sandaloz ağacı kabuğundan elde edilen bu sakız, tokluk hissi vermesi sebebiyle zayıflamak isteyenler tarafından tercih ediliyor.

Doğal yöntemler ile kilo vermek isteyenler, aktarların yolunu tutuyor.

SANDALOZ SAKIZI ETKİSİ

Son dönemde aktarların adeta yok sattığı ürün ise ‘sandaloz sakızı’ oldu.

Kilo vermeye yardımcı olan ve tokluk hissi sağlayan bu sakız, sandaloz ağacının kabuğundan elde ediliyor.

Geleneksel tıp için kıymetli olan sandaloz sakızı; aynı zamanda parfüm yapımında, aromaterapide ve bazı cilt bakım ürünlerinde kullanılıyor.

Zayıflamak isteyenlerin sık sık çiğnediği sakızın özellikleri ve kullanımı aşağıda…

Sandaloz sakızını çiğnerken acı ve güçlü bir tat alabilirsiniz. Bu nedenle parçalara ayırın ve fındık büyüklüğünde bir parçayı çiğneyin.

Günde 2 kez sabah-akşam olmak üzere uygulayarak tokluk hissinizi güçlendirin.

Beyni ve mideyi uyaran sandaloz sakızı, kişinin daha geç acıkmasını sağlamaktadır.

Öte yandan sandaloz sakızı, özellikle astım, bronşit ve diğer solunum yolu rahatsızlıklarında semptomların azaltılmasına yardımcı olabilir.

Erken emeklilik hayali kuran engelli bireyler için önemli bir gelişme yaşandı. TBMM’de kabul edilen yeni düzenlemeyle, en az yüzde 40 oranında engellilik raporu bulunanlar yaş şartına bağlı kalmaksızın emekli olabiliyor. Düzenleme, sigortalıların vergi indirimi avantajından yararlanarak emeklilik sürecini hızlandırmasını sağlıyor. Bu kapsamda, özellikle 1999-2014 yılları arasında sigortalı olanlar için büyük bir fırsat sunuluyor.

Bağ-Kur Sigortalılarına Özel Haklar

Bağ-Kur kapsamında çalışanlar için de erken emeklilik yolu açıldı. 2008 sonrası sigortalı olan engelliler, engellilik oranlarına göre farklı prim gün şartlarını karşılayarak emeklilik hakkına kavuşuyor.

Örneğin, yüzde 40-49 arası engellilik oranına sahip bireyler, 18 yıl ve 4.680 günle emekli olabiliyor. Engellilik oranı yükseldikçe gereken prim günü sayısı azalıyor, bu da daha hızlı emeklilik imkanı tanıyor.

Memurlar için de düzenlemeler yapıldı. 2008’den önce kamu görevine başlayan ve yüzde 40 engelli raporu olan bireyler, 15 yıl (5400 gün) prim ödeme koşulunu sağlayarak emekli olabiliyor. Ancak 2008 sonrası göreve başlayanlar için engellilik oranına bağlı farklı şartlar uygulanıyor.

Yeni Düzenlemenin Getirdiği Değişiklikler

Yeni yasayla engelliler için birçok kolaylık getirildi. SGK sağlık kurullarının devreye alınmasıyla işlemler hızlandı. Ayrıca, 1800 gün primle malulen emeklilik hakkı tanındı. Engellilik oranı ve çalışma gücüne dayalı değerlendirmeler, bireylerin koşullarına daha uygun çözümler sunuyor.

Engelli bireyler, artık daha az bürokrasiyle emeklilik hayaline ulaşabilecek. Bu düzenlemeler, iş gücünü kaybeden bireylerin hayatlarını kolaylaştırmayı amaçlıyor.

Reklam

Sağlıklı beslenmede günde 2 kez tüketilmesi önerilen balık, kalp hastalıklarından ülsere, alzheimerdan bronşite kadar birçok rahatsızlığa iyi gelirken, kuyruğu, kılçığı ve başı adeta bir kalsiyum deposu olarak dikkati çekiyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, sosyal medya hesaplarından ocak ayında tüketilmesi gereken balıkları açıkladı. Mevsiminde taze tüketilmesi önerilen bir besin olan balıklardan kolyoz, hamsi, lüfer, kırlangıç ve tekir ocakta daha lezzetli oluyor. En ucuz balık olarak bilinen hamsinin kilosu Bursa pazarlarında 200-400 lira arasında satılıyor.

Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar sağlıklı nesiller için haftada iki kez balık tüketilmesini önerdi. Küçük yaşta çocukların sinir sistemi ve beyin dokusu gelişimine yardım eden balığın, yetişkinlerde depresyonu azalttığını ve Alzheimer hastalığına yakalanma riskini düşürdüğünü vurgulayan Tayar, balığın faydalarını şöyle sıraladı:

“Kardiyovasküler hastalık riskini ve kalp çırpıntısını azaltır. İçerdiği omega-3 yağı sayesinde kalp krizi riskini düşürür. Kan basıncını düşürür, dolaşımı düzenler. Kötü kolesterolü azaltır, iyi kolesterolü yükseltir. Romatizmal hastalıklara iyi gelir. Yaşlanma ve güneşin etkilerini, egzama belirtilerini azaltır, yıpranan ve zarar gören dokuların yenilenmesini sağlar. Görmeyi kuvvetlendirir ve retinadaki sinir gelişimine katkıda bulunur. Göz kuruması sendromunu azaltır. Özellikle kış aylarında solunum ve gribal enfeksiyon riskini azaltır. Astım ve bronşit belirtilerini düşürür. Kas ve dokuların gelişimine ve yenilenmesine katkıda bulunur. Krom ve ülser hastalığı belirtilerini azaltır. Sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olur.”

SAĞLIKLI BESLENMEDE GÜNDE 2 KEZ TÜKETİLMESİ ÖNERİLEN BALIK, KALP HASTALIKLARINDAN ÜLSERE, ALZHEİMERDAN BRONŞİTE KADAR BİRÇOK RAHATSIZLIĞA İYİ GELİRKEN, KUYRUĞU, KILÇIĞI VE BAŞI ADETA BİR KALSİYUM DEPOSU OLARAK DİKKATİ ÇEKİYOR.

Tayar, balığın kılçığı, başı ve kuyruğunun kalsiyum deposu olduğuna dikkati çekerek, “Kış aylarında sağlık denizden çıkıyor. Akıllı ve sağlıklı nesiller için balık, beslenmede mutlaka olmalı. Çocuktan yaşlısına kadar her bireyin mutlaka tüketmesi gereken besinlerden” dedi.

Diyetisyen Gülsüm Hazman, Sivas’ta Ramazan ayında bolca tüketilen ‘peskütan’ çorbasının bol proteinli ve tok tutan bir çorba olduğunu söyledi. Geçmişten günümüze kadar uzanan ve halk arasında şifa defosu olarak anılan yöresel peskütan çorbası, uzun süre tok tuttuğu için özellikle Ramazan ayında sıkça tercih ediliyor. Diyetisyen Gülsüm Hazman. günümüzde sofraların vazgeçilmez bir lezzeti haline gelen ve tok tutması nedeniyle Ramazan ayında sıkça tercih edilen peskütan çorbası hakkında açıklamalarda bulundu. Hazman, peskütan çorbasının oldukça faydalı olduğunu söyleyerek, “Peskütan Sivas’ın yöresel lezzetlerinden bir tanesi.

Picture background

Sıkça tercih ediliyor. Peskütan koyun sütünün yoğurduyla hazırlanan bir üründür. Yoğurdun süzülüp un ve tuz katılmasıyla elde edilir. Buzdolabının olmadığı dönemlerde yoğurdu muhafaza etmek için kullanılmıştır bu yöntem. Bu yüzden sıkça tercih edilmiştir. Yaptığımız peskütan çorbası ise sağlığa oldukça faydalıdır” dedi. “Yüksek protein içerir” Hazman, peskütan çorbasının yüksek protein içerdiğini ve bu yüzden tok tuttuğunu ifade ederek, “İçerdiği yarma, nohut, mercimek gibi ürünlerle yüksek protein içerir. Bu nedenle bizim uzun süre tok kalmamızı sağlar. Ayrıca yüksek posa içeriği sayesinde bağırsaklarımızın düzenli çalışmasına yardımcı olur. Bu sebeple Ramazan ayında çok sık tercih edilen bir çorba çeşididir peskütan” diye konuştu.

Su faturalarınızın yüksek gelmesinden endişe ediyorsanız eğer, bazı hususlara dikkat ederek faturalarınızda önemli bir fark görebilirsiniz. Bunun için bazı alışkanlıklar edinmek gerekecektir. Yanlış su tüketimine dikkat ederek, yüksek gelen fatura olasılığınızı en aza indirmiş olacaksınız.

Yanlış su tüketimine dikkat ederek, hem ay sonu bir fatura sürprizi yaşamamış olacaksınız, hem de gereksiz su tüketiminin önüne geçerek doğaya fayda sağlayabilirsiniz. ”Peki ama nasıl?” diyorsanız doğru su tüketimi ile ilgili bilgileri haberimizin devamında bulabilirsiniz…

Yanlış su tüketimine dikkat!

Su faturalarınızın yüksek gelmesinden endişe ediyorsanız eğer, bazı hususlara dikkat ederek faturalarınızda önemli bir fark görebilirsiniz. Bunun için bazı alışkanlıklar edinmek gerekecektir. Yanlış su tüketimine dikkat ederek, yüksek gelen fatura olasılığınızı en aza indirmiş olacaksınız.

Su fatura tutarını düşürecek yöntemler neler?

Özellikle diş fırçalarken ve bulaşık yıkarken, musluk suyunu sürekli açık bırakmak gibi alışkanlıklardan vazgeçmek boşa akan su tüketiminin önüne geçmiş olacak.

Bu ve buna benzer alışkanlıkları bulunan kişiler, su ile iş bittikten sonra musluğu kapatması en doğru tercih olacaktır.

Duş alırken, suyu boşuna akıtmak yerine, şampuanlanma işleminde kısa zamanlı da olsa su akışını durdurmakta faydalı sağlayacaktır.

Bunlar dışında, evdeki musluk ve su tesisatının düzenli olarak kullanımı, varsa sızıntıların tamir edilmemesi su faturalarında önemli rol oynuyor. Sızıntıların tamir edilmemesi su faturalarını yüksek gelmesine neden olan en önemli etkenler arasındadır.

Bu gibi durumlara dikkat ederek su faturanızın yüksek gelme olasılığını en aza indirebilirsiniz.

Suların daha da etkin kullanımı için bazı alternatif ise şu şekilde;

Su tasarruflu armatürler tercih edilebilir. Ayrıca düşük debili musluklar, su tasarruflu duş başlıkları gibi yöntemler seçerek suyun daha verimli kullanılmasını sağlayarak, çamaşır ve bulaşık makineleri gibi cihazların su tüketimini azaltmanıza destek olabilirsiniz. Bu basit fakat etkili adımları uygulayarak, su faturanızı önemli ölçüde değiştirebilirsiniz.

Bu yöntemler sayesinde daha az su tüketerek, çevreye katkı sağlamış olacaksınız.

Reklam

Almanya bu tarifi yüzyıllardır biliyor. Bu ürünü hazırlamak için karmaşık malzemelere ihtiyacımız yok, muhtemelen mutfağımızda her şeyi bulacağız. Doğal içecek, arterleri temizlemeye ve kireçlenmeyi önlemeye yardımcı olacaktır. Tedavi ayrıca genel sağlığı iyileştirecektir.

MALZEMELER:

  •  2 litre musluk suyu
  •  kabuğu soyulmuş 4 limon (mümkünse organik)
  •  küçük bir parça zencefil
  •  4 diş sarımsak

HAZIRLANIŞI

Lavaboda, akan suyun altında limonları fırçalayın ve zencefili yıkayın. Onları dilimler haline getirip karıştırıyoruz. Soyulmuş sarımsağı ekleyin ve diğer malzemelerle birlikte blendere koyun. Her şeyi iyice karıştırıp tencereye koyuyoruz. Doğranmış malzemeleri suyla dökün ve ısıtın ancak kaynamalarına izin vermeyin. Soğutulmuş sıvıyı bir süzgeçten geçirin ve şurubu cam şişelere dökün. Çözeltiyi buzdolabında saklayın.

KULLANIMI

Her kullanımdan önce şişeyi sallayın. Günde yarım bardak şurup içmeliyiz. Aç karnına veya yemekten 2 saat önce kullanmak en iyisidir. En iyi sonuçlar için, çözümü 3 hafta boyunca içiyoruz. Tedaviyi tekrar etmemiz gerektiğini hissedersek, bir hafta aradan sonra yapabiliriz.

Son zamanlarda beyin fonksiyonlarının izlenmesine yönelik yaklaşımı önemli ölçüde değiştirebilecek yenilikçi elektronik “dövmeler” tanıtıldı. Mikrojet yazıcı kullanılarak doğrudan kafa derisine püskürtülen bu dövmeler, standart elektrotların kullanılmasının getirdiği geleneksel zahmete girmeden beynin elektriksel aktivitesini yakalayabiliyor.

Elektrofizyolojik araştırmanın geleneksel yöntemi olan EEG, kafa derisine elektrotların takılmasını içerir. Bu işlem saçlarda zorlayıcı olabilir ve jöle kullanımı sıklıkla tekrar uygulama gerektirir. Elektronik dövmeler ise kuruduktan sonra cilde etkili bir şekilde temas eden sıvı bir polimer karışımı olarak uygulanıyor. Uzun süreli izleme imkânı sağlar ve sabunla kolayca temizlenir.

Sayfalar: 1 2

2024 yılında arkeoloji, Mayaların çocuk kurban etme geleneği ve Amazon’daki kayıp bir şehrin haritası da dahil olmak üzere insanlık tarihi hakkında pek çok ilginç gerçeği ortaya çıkardı. En şaşırtıcı bulgulardan biri de korunmuş insan beyinlerinin keşfiydi. Arkeolojik kazılarda bu tür beyinlerin bulunması alışılmadık bir durum değil ve bilim insanları 4 bin 400 adet korunmuş beyinden oluşan bir arşiv oluşturdu.

Bunların kararlılığı muhtemelen kimyasal yapılarından kaynaklanmaktadır. Amerika kıtasındaki en eski mağara resimleri büyük ihtimalle Arjantin’de bulunmuş olup, yaklaşık 8.200 yıl öncesine dayanmaktadır. Kültürel bilginin nesiller boyunca aktarılmasına yardımcı olan Huenul Mağarası 1’de yaklaşık 900 resim bulundu. 1.600’den fazla antik insanın genetiği üzerinde yapılan bir araştırmanın yazarları, Güneybatı Asya’daki Yamnaya çobanlarının 5.000 yıl önce Avrupa’nın genetik tarihini değiştirdiğini öğrendiler.

Sayfalar: 1 2 3

Reklam

Mars’taki Perseverance keşif aracı, insanların şimdiye kadar gördüğü en eski kayaları keşfedebilir ve geçmişte yaşamı desteklemiş olabilecek yeni koşullar ortaya çıkarabilir. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden jeokimyacı Kenneth Farley, yakın zamanda düzenlediği bir basın toplantısında, incelenen kayaların güneş sisteminin şafağında oluştuğunu ve bu nedenle tarihsel açıdan önemli olduklarını belirtti.

Görevi sırasında keşif aracı, yaklaşık 3,7 milyar yıllık kayaları kazarak Jezero Krateri’ni araştırdı. Ancak kraterin kenarındaki kayaların daha eski, 4 milyar yıldan daha eski olduğu düşünülüyor. Bu kayaçlar, Mars’ın jeolojik tarihi hakkında önemli bilgiler barındırabilir ve aşınmış birçok eski kayanın bulunduğu Dünya ile karşılaştırılabilir.

Sayfalar: 1 2

En yeni paylaşımlar